Dışarı çıktı. Koltuğunda oturan adama, oturmaya devam
edebileceğini söyleyerek, gazetesinin eklerinden birini istedi. Bulmacanın dört
karesi büyüklüğünde bir resim gördü. Halıyı süpüren kadına bu tabloyu görüp
görmediğini sordu. Kadın üçüncü kata çıkmasını önerdi, hemen ardından ekledi, “emin
değilim.” Henüz birinci kattan çıkan merdivenlerde tabloyu gördü. Aşağı inen
çocuk “ben çizdim onu” dedi. Sordu, “odama alabilir miyim, izin verirsen?”.
“Odan? Nerede?” diye sordu çocuk, cevap verdi: “İki kat aşağıda.” “Merdivenin
zincirinden kayarak inmeme yardım edersen olur” diye öneride bulundu çocuk.
Merdivenin asılı olduğu zinciri tutarak tabloyu aldı, tırabzana yasladı. Sonra
da çocuğu kucaklayarak zincire tutunmasını sağladı. Odasının kapısına
geldiğinde çocuk kalabalığa karışmıştı.
İçeri girdi. Binanın güneşli bahçesinde bir aile yere
oturmuş yemek yiyordu. Onlara aldırmadan yola çıktı, bir süre bekledikten sonra
bir araba durarak sürücüsü nereye gideceğini sordu. Çiçekçiye gideceğini söyledi,
tablosunun dibine çiçek yerleştirecek ve dalları alt çerçeveden resme
uzanacaktı. Sürücü adam “iyi fikir” dedi. Sohbete dalıp farkında olmadan birkaç
çiçekçinin önünden geçmişlerdi. Sürücü bir evin balkonunda güneşlenmeye
çıkarılan begonyaları görünce, onları istemesini söyledi. Arabadan indi,
çiçeklerini sulamak üzere balkona çıkan kadına begonyaları kendisine verip
veremeyeceğini sordu. Kadının evin kapısına kadar getirdiği çiçekleri aldıktan
sonra başka bir arabanın bagajına koyarak odasına dönmek üzere yola koyuldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder